(Şu kafada kitap taşıma olayını beceremeyince dur şu temizlikçi karıya yaptırıyim hem yapamayınca gönlüm hoş olur hem de eğlenirim dedim ama karının gayet ustalıkla yapması sinirimi daha zıplattı!) eğitimine filan mı gittin nası düşürmüyosun sen!
Aa yoh hanımım nası gideyim ben eğitime neyin. Atmayım ziyan olmasın diye sakızımı kafama yapıştırdıydım ona sabitleniverdiler herhal!
Hımmm, üçkağıtçı!!!
Halk otobüsüne ilk kez bindikleri her
hallerinden belli olan kokoş bir çift binmişti bir gün otobüse,
ne biliyim hallerinden dünyadaki her boku yapmışlar da bir tek
halk otobüsüne binmemişler gibi bi izlenim edinmiştim, otobüs
yine her zamanki gibi dolu, hatta önden binilemeyip de orta ve arka
kapıların açılıp oradan yolcu alındığı anlar, ''YA YER Mİ
VAR DAHA NEREYE ALIYORSUN'' serzenişine ramak kalmış yani... Neyse
arkadan binenler akbillerini uzatıyor tabi, imece usulü öne doğru
uzatıyoruz elden ele... Bu kokoş çift hemen önümde ben arkadan
gelen bir akbili uzattım bunlara, yabancısı oldukları için
gözüne fener tutulmuş tavşan gibi kaldılar, fısıltıyla
konuşmaya başladı bunlar
kız-yiaa bunu niye verdiler bise, biri
kımlığını düşürdü heraldeaa açkım
erkek- ya niye aldın ki
kız- senin sanıp bize verdiler
heralda açkitom
erkek- resim bana benzemiyor ki ne
alaka, napsak ki şoföre mi versek, ya kimlik gibi de değil bu ney
ki acaba?
kız- isım yazıyor aslında üzerinde,
ay uf bilemediğm, filan diye bunlar muhabbeti uzatınca uzaktan
akbilin sahibi YA KARDEŞİM UZATSANIZA ŞUNU NE MAL MAL ELİNİZDE
TUTUYOSUNUZ diye bağırıp rezil etmişti bunları, kehekehe... Onu
bunu bilmem halktan kopmican aga, gün gelir acısı çıkar bi
yerde. (yalnız hala gözlerimin önünde o an, o fısıltıyla
akbili, sanki tanımlanamayan cisimmiş gibi çözmeye çalışmaları)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder